24 Nisan 1915, tarihte acı bir gün.

Bu acıyı Türkler, Kürtler, Ermeniler birlikte yaşadılar.

Bu acı,  bizlere Birinci Dünya Savaşının armağanıdır.

Ama iki büyük Dünya Savaşında büyük acılar yaşayan Avrupa devletleri, AB’ni  kurarak kin ve düşmanlıkları toprağa gömdüler. Ve bunun yerine barış, güvenlik ve refah içinde birlikte yaşamının yollarını buldular.

Yani deyim yerindeyse acıyı bal eylediler.

Aynı durum neden Türkiye ve Ermenistan için olmasın?

Neden kini, nefreti, düşmanlıkları toprağa gömüp, barış, refah, demokrasi yolunda ilerlemeyelim?

24 Nisan, Ermeni, Türk, Kürt kısaca bütün ölenler, şehitler için bir anma günü yapılamaz mı? Böylece Türkiye Ermenistan barış, dostluk ilişikleri güçlendirilmiş olur.

Gönül isterdiki Papa ve AP, Ermeni meselesininin 100. Yıldönümünde Türkiye ve Ermenistan’a barış ve dostluk mesajı sunsunlar. Ama olmadı. Tek taraflı olarak sözde soykırımı dillendirdiler.

Ama Türkiye’de üç büyük partinin yani Ak Parti, CHP ve MHP’nin bu milli davada ortak tavır alması candan alkışlanır.

Vrij (Özgür) Üniversitenin Tavrı

Ya Amsterdam Vrij (Özgür) Üniversitenin yaptığına ne dersiniz?

Türk öğrencileri Derneği, bu üniversitede 24 Nisan 2015 tarihinde bir konferans düzenliyor.  Konu: Ermeni meselesi. Konuşmacı ise  Amerikalı profesör Justin McCarthy.

Ancak üniversite yönetimi bu konferansa izin vermiyor. Yani yasaklıyor.

Adı “Özgür”  olan bir üniversite deyim yerindeyse  düşünce özgürlüğüne karşı bir karar alıyor.

Oysa McCarthy bu konu için Hollanda’ya ilk defa gelmiyor.

Bundan tam on yıl önce 2005 tarihinde Leiden Üniversitesinde aynı konuda konfrans verdi. Peki o zaman izin veriliyor da şimdi neden verilmiyor?

Bu sorunun cevabını McCarthy’nin söyleminde aramak gerekiyor.

McCarthy,  Ermeni meselesi konusunda şöyle diyor:

 “Yapılan bütün tarihsel araştırmalar sonucu şu gerçek ortaya çıkmıştır. Türkler ile Ermeniler arasında çok korkunç bir savaş yaşanmıştır. Fakat bu kesinlikle bir soykırım değildir.

 Ermenistan hükümeti, bütün Türkleri ve Kürtleri öldürmesi için askerine emir vermiştir. Buna karşılık Osmanlı hükümeti de kendini savunmak için savaş emri vermiştir ve tehcir uygulamıştır.  

Bu tehcir sırasında Osmanlı askeri, çantasındaki ekmeğini, matarasındaki suyunu Ermenilerle paylaştı.  Bunun için bu olay kesinlikle soykırım olamaz.” (1)

“Atalarınız Kötü Şeyler Yapmadılar”

Avusturyalı tarihçi Prof. Erich Feigl de  bu tezleri destekleyen görüşleri savunuyor. (2)

“Ermeni soykırım iddiaları yalandır.... Ermeniler Van’ı işgal ettikleri zaman Türk ve Kürt halkını katlettiler. Bunlar Amerikan parası ve Rus silahlarıyla oldu. Bunların hepsi ispatlandı.

Genç Türk neslinin tarihlerinden utanacakları hiçbir şeyi yok. Atalarınız kötü şeyler yapmadılar.” (2)

Bakınız bunların hiçbirisi Türk değil. Ama gerçekleri söylüyorlar.

Ermenistan'ın ilk Başbakanı  Kaçaznun da  aynı tezleri savunuyor:

 Türklere karşı ayaklandık. Askeri operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya'ya bağlandık. Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin milli mücadelesi haklıydı. ... İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vaat ettiği büyük Ermenistan hayali vardı.  (3)

Gün birlik, beraberlik, barış ve dostluk günüdür.